16 Nisan 2007 Pazartesi

coğrafi özellikleri




































KONUMU:
Ege Bölgesi’nin İç Batı Anadolu Bölümünde Denizli İline bağlı bir ilçedir.İlçe merkezinin il merkezine uzaklığı 64 km.dir.
Kuzeyinde Uşak ili ve Bekilli ilçesi,kuzeydoğusunda Çivril,doğusunda Baklan,güneyinde Honaz ve batısında Güney ilçeleri yer almaktadır.
Çal yaklaşık olarak 38° Kuzey enlemi ile 29º Doğu boylamında yer alır.

YERYÜZÜ ŞEKİLLERİ:
Çal’ın bulunduğu arazi akarsu ve derelerle yarılmış bir plato düzlüğü görünümündedir.Sahanın en yüksek yeri 1840 metre ile Çökelez dağıdır.İlçe merkezi dağ eteğinde eğimin azalığı yerde kurulmuştur.Çal’ın ortalama yükseltisi 850 metredir.

DAĞLARI:
Çal ile Sarayköy ve Denizli arasında uzanan 1840 m yüksekliğinde Çökelez dağı ile, Çal ile Çardak ve Çivril arasında uzanan 1307 metre yüksekliğe sahip Beşparmak dağları en önemli yükseltileridir.Yukarıda Çökelez dağının bir fotoğrafı görülmektedir.
AKARSULARI:
Kaynağını Afyon’un Dinar İlçesindeki Akdağ’dan alan Büyük Menderes nehri en önemli su kaynağıdır.Çal İlçe sınırları içerisindeki uzunluğu 22 km.dir. Nehrin debisinin en yüksek olduğu mevsim yağışların bol olduğu kış mevsimidir.Yazın ise yağışların azalmasına ve buharlaşmanın artmasına bağlı olarak nehrin debisi önemli ölçüde azalmaktadır.

VADİLER:
Büyük Menderes nehri arazinin fazla eğimli olmamasından dolayı derin vadiler oluşturamamıştır.Nehir daha çok menderesler yaparak akar.Yukarıda Büyük menderes nehrinin kısıkta oluşturduğu kanyon vadi görülmektedir.

BARAJLAR
Çal-Güney sınırında Büyük Menderes Nehri üzerinde Adıgüzel barajı yer alır.

İKLİMİ:
İç Batı Anadolu Bölümünde yer alan Çal Akdeniz İkliminden karasal iklime geçiş özelliği göstermektedir.Denizli iline bağlı olmasına rağmen Denizliden yüksek olması ve Ege Denizinin nemli havasının buraya kadar pek sokulamaması Çal’ın iklimini tipik Akdeniz ikliminden uzaklaştırmıştır.Çal’da kışlar Akdeniz iklimi kadar ılıman geçmezken,karasal iklimde olduğu kadar da sert kışlar yaşanmaz.Yazları ise gündüz sıcak olmasına rağmen geceleri serindir.
Çal ilçe merkezinin uzun yıllık (1957-1990) verilerine göre ortalama sıcaklık değeri 13.5 C° dir.En soğuk ay Ocak ayı olup ortalama sıcaklık 2.7 C°dir.En sıcak ay ise Temmuz ayıdır ve sıcaklık ortalama 24,4 Cº dir.
Çal’ın çok yıllık ortalama yağış miktarı 494.4 mm dir.En fazla yağışı Ocak ayında en az yağışı ise Ağustos ayında almaktadır.Yağışlar genelde yağmur halindedir.Kar yağışları çok fazla değildir.Çal’da çok yıllık rasatlara göre kar yağışlı gün sayısı ortalama 6.3’tür.

15 Nisan 2007 Pazar

tarihi yerler ve turizm
































APELLON LERMENOS TAPINAĞI

İlçemiz Bahadınlar Köyü sınırları içinde yer alan Tapınak Menderes Vadisine hakim bir tepe üzerinde kurulmuş olup, Köye 4 Km. mesafededir. Tepe üzerinde bulunan seramiklerde Frig dönemine ait Ana Tanrıça Kybele adına bir sunak olabileceği değerlendirilmektedir.
Sunak, ön avlu ve sunak bölümü ile Apollon Lermenos ( Zeus’ un oğlu, Kehanet ve Güzel Sanatlar Tanrısı) köleleri tarafından yazılıp Apollon’a itaf edilen Tapınak bulunmaktadır. Sunak ortasında iki Bronz Heykelin olduğu anıt bulunmaktadır. Anıt yazıtı ve kaidede bulunan yazıtlar okunduğunda kime ait olduğu anlaşılacaktır. Sunağın bir bölümünde bulunan iki alınlık parçasından Dionysos (Tiyatrolar Tanrısı ) ile ilgili bir bölüm olduğu anlaşılmaktadır. Alınlık parçalarında yılan ve kantaros (kadeh) kabartması vardır.
Sunak önündeki bölümde Altar olduğu tahmin edilmektedir. Altar kurbanın törende kesildiği ve sunumun yapıldığı bölümdür.
Sunak , Avlu şeklinde olup, bir çok kapısı vardır. Kapı söveleri, arşitravları ve frizleri de yazıtlıdır. Bu bölümde bir çok yazılı stel bulunmuştur.
Tapınak tonoz üzerinde olup, bir çok mimari parçası bulunmuştur. İlk basit tapınaklardandır. Doğu- batı yönündedir. Arka alınlıkta kalkan motifi vardır. Öndeki alınlığa ait iki parça bulunmuştur. Önde krepise ait iki sıra merdiven vardır. Tonoz altına önden girilmekte olup, kapı ve arşitravları mevcuttur. Bu giriş bölümünde Apollon’ un men tipi kabartması bulunmuştur. Ayrıca bu bölümde Zeus veya Dianysos’ a ait heykel başı bulunmuştur. Tonoz altı ve çevresinde bulunan adak stel’i ve küçük adak heykelcikleri parçalarından buranın Tapınağın değerli eşyalarının konulduğu bölüm olduğu anlaşılmaktadır.
Mimarideki işçilik çok iyidir. Özellikle meandır motifli frizler çok ilgi çekicidir. Bulunan bir bronz sikke Menderes ve Dionysopolis Kentine aittir. Bir çok parça kırılmış ve yok olmuştur.
Son iki yıldır, Valiliğimizce yürütülen çalışmalar sonucunda bulunan bütün parçalar ahşap tonozlar üzerine konulmuştur. Yazıtların tercümeleri ile bölge tarihi açısından çok önemli veriler elde edilecektir.
Bahadınlar Köyü ile Tapınak arasındaki yaklaşık 4 km.’ lik yolun malzemeli bakımı yapılarak stabilize hale getirilmesi, yakından geçmekte olan elektrik ve su hatlarından tepeye elektrik ve su getirilerek bölgenin turizme kazandırılması amaçlanmaktadır.

KAYIPAZARI CAMİİ MİNARESİ

Denizli İli,Çal İlçesi,Şapçılar Köyü,Pazaraltı Mevkiinde Minarenin,mülkiyeti Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne ait olup, tapunun 174. parselinde yer almaktadır.Kayı pazarı camii minaresi korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı olmasından dolayı ,İzmir II Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun 05.11.1997 tarih ve 7178 sayılı kararı ile tescil edilmiştir. Çal-Bekilli karayolunun 6. km sinde ,Şapçılar Köyü yol ayrımındaki Kayı pazarı camiine ait olan minare temelde kare planlı ,silindirik gövdeye kadar moloz taş örgülü, silindirik gövde ise tuğladan inşa edilmiştir.Şerefeye geçiş ise kirpi saçak örgü sistemiyle sağlanmıştır.Tuğla örgülü petek kısmının üzerindeki külahı mevcut değildir. Minarenin gövdesinde ,kaide üzerindeki bileziğin bulunduğu yerde enine büyük bir çatlak sonucu gövdenin aksından kayması nedeniyle ,2005 yılında Denizli Valiliğince tuğla örgülü gövde,pabuç kısmına kadar söküldükten sonra aslına uygun olarak yeniden inşa edilmiştir

İzmir II Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu ‘ nun 08.09.2004 tarih ve 91 sayılı kararı gereğince caminin temellerinin bulunarak planının çıkarılması için ; Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü’nün verdiği Kazı Ruhsatları gereği 2004 ve 2005 yıllarında Denizli Müze Müdürlüğü Uzmanlarından, Sanat Tarihçi Şaban KÖK ve Arkeolog Nesrin KARABAY tarafından yapılan sondaj kazılarında , camii temellerine rastlanılmamıştır.Ancak burada çıkan kazı buluntularından caminin çatısının alaturka kiremitle örtülü olduğu anlaşılmıştır.
Caminin ve Pazar yapılarının Cumhuriyetin ilk yıllarında ; Kuva-i Milliye Reisi ve Çal Belediye Başkanı olan Necip Ağa tarafından,pazarın Çal İlçe Merkezine taşınması amacıyla yıktırıldığı bilinmektedir.Caminin hemen altından geçen Çal-Bekilli yolunun 1932 yıllarındaki yapılan taş döşemesinde buradaki caminin ve diğer yapılara ait taşların kullanılması ,ayrıca arazilerin tarım amacıyla ziraat edilmesinden dolayı temizlendiğinden yüzeyde kalıntılara rastlamak mümkün olmamıştır.


Çal yöresi 14.yy.da Germiyan oğullarının hükümranlık sahası içinde kaldığından bu yüzyılda Kayı pazarı Kayı Türkmenlerince kurulmuş olmalıdır.Ancak bu pazarın kesin olarak ne zaman kurulduğu tespit edilememiştir.1530 tarihli Muhasebe-i Vilayeti Anadolu defterine göre Şehlu(ışıklı)nahiyesine bağlı Kayı adlı iki , Kayıcık adlı bir yerleşimin bulunduğu kayıtlarda geçmektedir.Bundan dolayı pazarın adı da Kayı Türkmenleriyle ilişkilidir.Ayrıca 16.yy.da Kütahya Livası sancak sınırları içinde önemli ölçüde Pazar sayısı arttığı Osmanlı kayıtlarında geçmektedir.Kayı Pazarı Kitabesi bulunmayan Pazar camisi de, yörede bulunan moloz ,taş ve minaresinde tuğla kullanılarak pazarcıların ihtiyacını karşılamak amacıyla sonraki dönemlerde pazarcılardan toplanan bac-ı pazar vergisiyle yapılmış olmalıdır.


Ancak Pazar yapıları Lale devrinde , Vezir Nevşehirli Damat İbrahim Paşanın damadı; Akdeniz kaptanı Mehmet Bey oğlu Kaymakam Mustafa Paşanın Vakfına 1720 yılında vakfedildiği vakıf belgelerinde kayıtlıdır. Yöre halkından edinilen bilgilere göre ; pazarda camiden başka , yerli Rumların işlettiği bir han, fırın, kahvehane, ve dükkanların bulunduğu, yöredeki yerli ve göçer Türkmenlerin Kayı Pazarında ihtiyacını karşıladığı,Konya, Afyonkarahisar ve İzmir tarafından gelen kervanların özellikle kuru üzüm ticaretiyle uğraştıkları, bunun dışında tahıl ve peynir ticareti yaptıkları anlatılmaktadır.


Deve kervanlarının önceleri Cuma günü gelerek Pazar gününe kadar burada kaldıkları, Pazar günü öğleden sonra yükünü sararak yola çıktıkları yöre insanları tarafından anlatılmaktadır. Pazarın güney tarafında bulunan Şapçılar köylüleri kervandaki hayvanların ot ihtiyacını karşılayarak geçimlerini sürdürdükleri, bugün Bozkurt ilçesine bağlı olan Avdan köylüleri ise ardıç ağacından imal ettikleri kömürleri Kayı pazarındaki demircilere satarak ticaret yaptıkları, bunun dışında Avdanlıların imal ettikleri ağaç senek, bardak, v.b. ev ve ziraat aletlerini Kayı pazarında sattıkları bilinmektedir.Ayrıca pazarlar nalbant, eğerci, semerci, demirci ve fırıncı ustalarının ustalıklarını gösterdiği ve mallarını sergilediği alanlardır.


Bundan da anlaşılıyor ki konar-göçer ve yerleşik hayata geçmiş Kayı Türkmenlerinin bu yörede yaygın olması Kayı Pazarının adının verilmesinde etkili olmuştur. 15.yy.dan itibaren Anadolu’da yaygınlaşmaya başlayan yöresel pazarlarda ,yerli ve göçer halkın ihtiyaçlarının karşılandığı tuz,zeytinyağı,sabun,kumaşlar,ayakkabılar,at koşum takımları eğerler v.b. eşyanın satıldığı, bunun yanında köylüler ellerinde bulunan fazla tarım ürünlerini, hayvan derilerini, et ve süt ürünleri gibi gıda maddelerini pazarlıyorlardı.Ayrıca tımar sahiplerinin ve hazinenin vergi olarak halktan topladıkları mal ve tarım ürünlerini, paraya dönüştürdükleri ticari merkezlerdi.Osmanlı döneminde pazarlardan elde edilen bac-ı pazar denilen satış vergisi Pazar yerinde muktesip denilen ve Pazarda asayişi sağlayan bir kişi tarafından toplanırdı.Bu kişiler bazen görevlerini iltizam olarak üstlenirler ve belli vergilerin toplanmasını sağlarlardı.Bundan başka resm-i keyl denilen Pazar vergisine de rastlanılmıştır.Osmanlı Beyliğinin gelişmesinde Pazar vergilerinin büyük etkisi olduğunu Beylikler Dönemi Osmanlı tarihçisi Aşık Paşa belirtmektedir.Bu pazarlardan yerleşim yeri içinde olanlarından çoğu günümüz de de varlığını sürdürmesine rağmen yerleşim alanlarından uzak olan, açık Türkmen pazarları 20.yy. ortalarından itibaren canlılığını kaybederek ortadan kalkmıştır.Bunun sebebi ise yaşama kültürünün farklılaşarak üretim-tüketim biçiminin değişmesiyle ilişkilidir.20.yy ortalarından itibaren gelişen teknolojinin sonucu insanlar yerleşim yerlerinden uzak pazarlara değil, pazarlar insanların ayağına gelmiştir.Bu nedenle özellikle şehirlerde semt pazarları oluşmuştur.
Çal Gazi İlkokulu : 1924 yılında yapımına başlanılan okul 1928 yılında tamamlanarak eğitim – öğretime açılmıştır . Projesini Mimar Kemalettin Bey’in çizdiği okul Neoklasik tarzda yapılmıştır . Ahşap ve kagir bir yapı olan okulda sekiz derslik ile üç idare odası bulunmaktadır . Bina 1999 yılında , Gazi İlköğretim Okulunun başka bir yere taşınmasından sonra , Öğretmenevi ve Halk Eğitim Merkezi olarak kullanılmaya başlanmıştır .

SAKIZCILAR (AĞLAYAN KAYA) ŞELALESİ


İlçemiz Sakızcılar Köyü' nde yer alan Şelale essiz bir tabi güzellik sergilemektedir. Suların kayalar üzerinden yere düşmesi nedeniyle Ağlayan Kaya olarak da bilinen Şelale 30 m. yükseklikten dökülmektedir. Doğal güzelliğinin yanında "Hocanın Yeri" olarak bilinen alabalık tesisi de çok sevilen gözde bir piknik yeridir. Şelalenin İlçe merkezine uzaklığı 22 km. dir

SAZAK TÜMÜLÜSÜ


Sazak Köyü sınırları içindedir . Küçük bir tepe görünümündedir . Tümülüs mezarlar Frig çağından itibaren kullanılan mezar tipleridir . Bu nedenle bu tümülüsün kesin olarak tarihlendirilmesi bölgede yapılacak bilimsel bir kazı ile mümkün olacaktır .
MAHMUTGAZİ TÜRBESİ

Selçuklu Komutanlarından Hüsamettin Bey’in yardımcılarından biri olan Mahmut Gazi ; bir uç beyi olarak bölgede savaşmış ve ölümüne kadar bu sınır boyunda yaşamıştır . Mahmut Gazi Türbesi , adını verdiği Mahmutgazi Köyü içindedir . Türbe kare planlıdır . Bu mekanın üzerini örten kubbeye geçiş pandandiflerle sağlanmış olup , duvarları oldukça kalın moloztaş tuğla ve devşirme malzeme kullanılarak yapılmıştır . Yapının içinde doğu-batı doğrultusunda büyük bir sanduka bulunmaktadır . Giriş kapısının güneyinde ,kuzey ve batı duvarındaki pencerelerle yapı aydınlatılmıştır . Kitabesi bulunmayan türbenin 14. veya 15.yüzyıllarda yapıldığı tahmin edilmektedir .

HANÇALAR KÖPRÜSÜ

Hançalar Kasabası yakınlarında , Büyük Menderes Nehri üzerinde bulunan köprü ; Çal – Bekilli yol güzergahında bulunmaktadır . Köprü, Osmanlılar döneminde Çal yakınlarında kurulan Kayı Pazarı’na giden yol güzergahında bulunmasından ve ticari amaçlı kervanların geçiş yapmasından dolayı tarih içinde büyük önem taşımıştır . Hançalar Köprüsü üç kemerli olup , orta kemer yan kemerlerden yüksek ve geniş tutulmuştur . Bu haliyle Roma dönemi köprülerinin özelliğini taşımaktadır . Köprünün ne zaman yapıldığı bilinmemektedir . Ancak 1886 ve 1934 yıllarında tamir edildiği köprüde yer alan kitabelerden anlaşılmaktadır .
DAYILAR KÖPRÜSÜ:
Dayılar Köyünün 2 km. kuzeyinde Büyük Menderes Nehri üzerinde bulunmaktadır . Köprü Roma döneminde ; Apamea , Eumenia , Peltea , Lounda, Mossyna , Hierapolis ve Laodikya ticaret yolları üzerinde geçişi sağlayan köprülerden birisi olarak kullanılmıştır . Bu özelliğinden dolayı çok sık tamir görmüştür. Köprünün uzunluğu 55.5 metre , genişliği ise 3.40 metredir .
BAYIRALAN KÖPRÜSÜ

Bayıralan Köyü girişinde tek kemerli bir köprüdür . Roma döneminden kaldığı tahmin edilmektedir . Köprü ; Baklan (Lakarion) ovasından Çürüksu vadisine geçişi sağlayan yol güzergahındadır .
DEĞİRMENDERE ALABALIK

İlçemiz Menderes vadisi ilginç güzellikler sunmaktadır. Büyük Menderes'in Değirmenderesi Mevkii'nde "Hacı Isa Un Değirmeni" olarak bilinen ve 10 yıl öncesine kadar su değirmeni olarak çalıştırılan yerde değirmen kaldırılarak çok iyi bir düzenleme ile piknik-mesire yeri haline getirilmiş ve bir isletme açılmıştır. Alabalık ve tandırın tadına varmak isteyenler için ideal bir yerdir.
BAYIRALAN KAYA MEZARLARI


Bayıralan Köyü bitişiğindeki kayalara oyulmuş mezarlardan oluşmaktadır . Mezarlar antik dönemlerde açılmıştır . Kaya mezarların yapımı Frigler dönemine kadar gitmesine rağmen Helenistik ve Roma dönemlerinde de kullanılmıştır .

ağlayan kaya(sakızcılar asmaaltı şelalesi, hocanın yeri)




SAKIZCILAR ASMAALTI ŞELALESİ

Çal ilçesine bağlı Sakızcılar Köyü'nde yer alan şelale eşsiz bir tabii güzellik sergilemektedir. Ağlayan Kaya olarak bilinen şelale, 30 metre yükseklikten dökülmektedir. Yeşille suyun birleştiği şelalenin dibinde alabalık yetiştirilmektedir. "Hocanın Yeri" olarak bilinen yer ilçe halkı tarafından çok sevilen bir piknik yeridir.

ünlülerimiz





















Ressam İbrahim ÇALLI

1882’de Çal’da doğdu . Babası Osman Efendi’dir . İlköğrenimini Çal’da yaptı . Resim konusundaki yeteneği dolayısıyla gördüğü teşvikler sonucu İstanbul’a gitti . Zamanın büyük ressamlarından Şeker Ahmet Paşa’nın dikkatini çeken Çallı , Şeker Ahmet Paşa’nın himayesiyle Sanayi-i Nefise-i Şahane’ye (Güzel Sanatlar Akademisi) girdi . 1910’da Akademiyi bitirdi ve Paris’e gönderildi . İbrahim Çallı , Paris’te Ecole Nationale des Beaux’a (Paris Güzel Sanatlar Okulu) girdi . Dört yıl Cormon’un atelyesinde çalıştı . Ancak I.Dünya Savaşı çıkınca yurda dönmek zorunda kaldı .Yurda döndükten sonra , Güzel Sanatlar Akademisinde atelye hocalığına başladı . Emekli oluncaya kadar bu görevde kaldı . Çallı , empresyonizm akımıyla eserler vermiş bir sanatçıdır . Kendine özgü bir kişiliği olan İbrahim Çallı’nın Galatasaray Lisesi’nde açılan sergilere katılışı her seferinde büyük bir olay sayılırdı . İbrahim Çallı’nın İstanbul da ki resim ve heykel müzesinde bulunan ve günümüze kalan en önemli eserleri arasında yer alan Atatürk,İnönü ve Yahya Kemal portrelerinden başka diğer eserleri şunlardır;
Cami Avlusu,Mevleviler,Dikiş Diken Kadın,Hatay,İstiklal savaşında Zeybekler,Türk Topçularının Mevzie Girişi,Nü ,Balıkçı, Kayığı,Çayır Ve Keçiler,Manolyalar

Selahattin PINAR (Bestekar)

22 Ocak 1902 tarihinde Çal’da doğdu . Amatör bir udi olan annesinden etkilenerek 12 yaşındayken ud öğrenmeye başladı . İstanbul İtalyan Ticaret Mektebindeki öğrenimini yarıda bırakarak kendini tamamen müziğe verdi . 1920’de Darü’l Feyz-i Musiki’nin (Üsküdar Musiki Cemiyeti) kurucuları arasında yer aldı . Doldurduğu plaklarla genç yaşta bestekar ve hanende olarak büyük bir ün kazandı .
86 bestesi bulunan sanatçının besteleri arasında : Bir bahar akşamı rastladım size (hicaz) , Yalancıdır hep aynalar (kürdili hicazkar) , Gecenin matemini aşkıma örtüp sarayım (hüzzam) , Ben yürürüm yane yane ( neva) ve Yüce dağdan esen rüzgar (mahur) sayılabilir .

Ahmet İzzet ÇALGÜNER (Çal Müftüsü)
1875 yılında Süller Kasabasında doğdu . Süller’de başlayan eğitimine Denizli’de devam etti .İstanbul’ da dini bilimler konusunda tahsil yaparak icazetname aldı . Daha sonra Süller’e dönerek buradaki Medresede hocalık yaptı .
1911 yılında Çal Müftülüğü görevine atanan Ahmet İzzet Efendi , 1919’da Ege Bölgesinde Yunan işgalinin başlaması üzerine Çal Çarşı Camiinde ve Hükümet meydanında söylediği dini nutuklarla halkı işgallere karşı bilinçlendirmeye çalıştı . Daha sonra 15 Temmuz 1919’da Çal Heyet-i Milliyesi’ni kurdu ve bu heyetin başkanlığını yaptı .Topladığı kuvvetlerle Aydın – Köşk cephesinde Yunanlılarla mücadele etti . Ahmet İzzet Efendi , Kurtuluş Savaşında iki İstiklal Madalyası ile ödüllendirilen tek kişidir .
Kurtuluş Savaşından sonra kendisine önerilen tüm teklifleri geri çevirerek , 1945 yılına kadar Çal Müftülüğü görevini sürdürdü , 1952’de Süller’de vefat etti .

Osman MACUNLUOĞLU (Heykeltıraş)
1922’de Çal’da doğdu . İlkokulu Çal’da bitirdi . İstanbul Yapı Enstitüsünden mezun olduktan sonra 943’te bu Enstitüde Öğretmen olarak göreve başladı. 1945’te Güzel Sanatlar Akademisi Heykel Bölümüne girdi .
1950-1955 yılları arasında Milli Eğitim Bakanlığı tarafından Güzel Sanatlar Akademisi Heykel Şefi Rudolf Belling’in yanında görevlendirildi. 1955 yılında buradaki görevini bırakan sanatçı serbest çalışmaya başladı .
Osman Macunluoğlu , daha ziyade Türk ve yabancı devlet adamlarının büstlerini yaparak ün kazandı. Yabancı ülkelere pek çok kez davet edilen sanatçı , bu ülkelerden değişik ödüller aldı .
Eserlerini Amerika Birleşik Devletleri , Almanya , Fransa , İsveç başta olmak üzere bir çok ülkeye gönderdi .Tunus’ta beş yıl kaldı .
Ünlü eserleri arasında Atatürk , Rıza Pehlevi , Eisenhover , Kenedy ve Habib Burgiba gibi liderlerin büst ve heykelleri sayılabilecek olan sanatçı Ülkemizde de çok sayıda kişisel sergi açtı .

Fuat AVCI (Avukat – Milletvekili)
1933’te Çal’da doğdu . Çal Gazi İlkokulunu bitirdi . Bergama Ortaokulundan mezun olduktan sonra Kuleli Askeri Lisesine girdi . Bu okulun son sınıfından kendi isteği ile ayrılıp Ankara Hukuk Fakültesinde yüksek tahsiline devam etti . Bu arada Bayındırlık Bakanlığında da çalıştı . Avukatlık stajını Ankara’da tamamladıktan sonra Çal’da serbest avukatlığa başladı .
1965 Milletvekili seçimlerinde Denizli Milletvekili olarak TBMM’ye giren Fuat AVCI , bu görevi üç dönem aralıksız yürüttü . Milletvekilliği döneminde Denizli - Çal yolunun düzenlenmesi ve asfaltlanması , Süller – Çivril yolunun yapılması , Çal’da Orman İşletme Müdürlüğünün ve Bağcılık İstasyonunun açılması , Çal Lisesinin ve Ticaret Lisesinin açılması , Çal Hükümet konağı binasının yapımı, Çal Polis Karakolu’nun açılmasında , Çal’ın köylerinin elektirik ve yola kavuşmasında önemli rol oynamıştır .

Fuat AVCI , 15 Nisan 1977’de vefat eti .
Esat Yıldırım AVCI (Doktor – Milletvekili) 1927’de Çal’da doğdu . Babası Başöğretmen Mustafa Naci AVCI , Annesi Fatma AVCI’dır. Çal Gazi İlkokulunu ve Denizli Lisesini bitirdikten sonra Ankara Tıp Fakültesinden mezun oldu .İç hastalıkları ihtisasını aynı fakültenin I . İç Hastalıkları Kliniğinde tamamladı . Askerliğini Yedek Tabip Teğmen olarak Amasya Eryatağı Askeri Hastanesinde tamamladıktan sonra Tokat – Turhal Şeker Fabrikası Hastanesine tayin edildi .
1962 yılında Almanya’ya giderek Muhtelif kliniklerde uzman hekim olarak çalıştı ve bu arada Alman İç Hastalıkları Mütahassısı ünvanını aldı . Yurda döndükten sonra Denizli Devlet Hastanesinde ve sonra İzmir – Alsancak Devlet Hastanesinde görev yaptı .
1980 – 1981 yılları arasında Denizli Sağlık ve Sosyal Yardım Müdürlüğü görevine atandı . Bu arada Denizli İl Genel Meclisi üyeliği ve Çocuk Esirgeme Kurumu Başkanlığı görevlerini de yürüttü .
Denizli Sağlık ve Sosyal Yardım Müdürü iken 15 Ekim 1981’de Denizli’yi temsilen Danışma Meclisi Üyeliğine seçildi .
1983’te , siyasi partilerin tekrar kurulmasına izin verilince , Doğru Yol Partisinin ilk kurucuları arasında yer aldı . 1983 – 1985 yılları Doğru Yol Partisinin Genel Başkanlığını yaptı . 1987 seçimlerinde Denizli’ den , 1991 seçimlerinde de İzmir’den Milletvekili seçildi . Bu süre zarfında altı yıl kesintisiz olarak TBMM Başkan Vekilliği görevinde bulundu .Son iki yıl Dünya Parlementerler Birliğinin Türk Parlementesu Gurubunun Başkanlığını yaptı .
Yusuf BAŞKAYA (Milletvekili)
1920-1945 Denizli Milletvekili . 1882 yılında Belevi Köyünde doğdu . İlkokulu Köyünde tamamladıktan sonra Denizli’ye geldi . Uzun süre Denizli ve Tavas Adliyelerinde çalıştı .
17-19 Mart 1919 tarihleri arasında toplanan İzmir Müdafa-i Hukuk ve Redd-i İlhak Kongresine , Çal Müftüsü Ahmet İzzet Efendi ile beraber , Denizli temsilcisi olarak katıldı . Denizli Müftüsü Ahmet Hulusi Efendi başkanlığında kurulan Denizli Müdafa-i Hukuk Cemiyetinde önemli görevler yaptı .
4-11 Eylül 1919 tarihleri arasında toplanan Sivas Kongresine Denizli temsilcisi olarak katıldı . Burada Mustafa Kemal’in başkanlığında oluşturulan ve TBMM açılıncaya kadar hükümet görevini yürüten 16 kişilik Temsil Heyeti Üyeliğine seçildi .
23 Nisan 1920’de açılan TBMM’ye Denizli Milletvekili olarak katılan Yusuf Başkaya 1945 yılındaki ölümüne kadar aralıksız bu görevi yürüttü .

Ethem Necdet KARABUDAK (Albay)
1882’de Çal’da doğdu . 1902 yılında Harp Okulundan mezun olarak Orduya katılmış çeşitli birlik ve karargahlarda görev yapmıştır .
Kurtuluş Savaşı yıllarında Çal bölgesinde büyük kahramanlıklar ve yararlılıklar göstermiştir . Büyük Taarruzda 14.Tümen Komutanlığı , Süvari Alay komutanlığı görevlerinde bulunan Ethem Bey 1925’te Albay rütbesiyle emekli olmuş , 1948’de Denizli’de vefat etmiştir .

Fuat AVCI (Korgeneral)
18 Ekim 1930’da doğdu . 1949 yılında Kara Harp Okulunu bitirdi. 1982’de Korgeneral rütbesine yükselen Fuat Avcı , 1986 yılında emekli oldu .
Ordu Yardımlaşma Kurumu (OYAK) Yönetim Kurulu Başkanlığı, Mehmetçik Vakfı, Yurtkur, Muhtaç Öğrencilere Yardım Vakfı Yönetim Kurulu Üyeliklerinde bulundu .
Fuat Avcı’nın askeri konularla ilgili beş adet kitabı ile çeşitli gazete ve dergilerde yayınlanan makale leri bulunmaktadır .

Fikret KARABUDAK (Tümgeneral)
1893 yılında Çal’da doğdu . Harp Okulu ve Sanayi-i Harbiye Okulunu bitirdi . Kırıkkale Askeri Silah Fabrikasının kurucusu ve ilk müdürüdür .Daha sonra Çanakkale Askeri Fabrikası Müdürlüğü ve Askeri Fabrikalar Genel Müdürlüğü Fen ve Sanat Dairesi Başkanlığı görevlerinde bulunmuştur .
Tümgeneral rütbesinde iken emekli olan Fikret Karabudak , 1950 seçimlerinde Denizli Milletvekili seçildi . 1952 yılında vefat etti .
Fikret Karabudak sporla da yakından ilgilenmiş Kırıkkale’de görev yaparken Kırıkkale Spor Kulübü nün kurulmasında önemli rol oynamıştır . Kırıkkaleliler de bundan dolayı Fikret Karabudak’ın ismini Kırıkkale Stadyumuna vermişlerdir .