15 Nisan 2007 Pazar

tarihi yerler ve turizm
































APELLON LERMENOS TAPINAĞI

İlçemiz Bahadınlar Köyü sınırları içinde yer alan Tapınak Menderes Vadisine hakim bir tepe üzerinde kurulmuş olup, Köye 4 Km. mesafededir. Tepe üzerinde bulunan seramiklerde Frig dönemine ait Ana Tanrıça Kybele adına bir sunak olabileceği değerlendirilmektedir.
Sunak, ön avlu ve sunak bölümü ile Apollon Lermenos ( Zeus’ un oğlu, Kehanet ve Güzel Sanatlar Tanrısı) köleleri tarafından yazılıp Apollon’a itaf edilen Tapınak bulunmaktadır. Sunak ortasında iki Bronz Heykelin olduğu anıt bulunmaktadır. Anıt yazıtı ve kaidede bulunan yazıtlar okunduğunda kime ait olduğu anlaşılacaktır. Sunağın bir bölümünde bulunan iki alınlık parçasından Dionysos (Tiyatrolar Tanrısı ) ile ilgili bir bölüm olduğu anlaşılmaktadır. Alınlık parçalarında yılan ve kantaros (kadeh) kabartması vardır.
Sunak önündeki bölümde Altar olduğu tahmin edilmektedir. Altar kurbanın törende kesildiği ve sunumun yapıldığı bölümdür.
Sunak , Avlu şeklinde olup, bir çok kapısı vardır. Kapı söveleri, arşitravları ve frizleri de yazıtlıdır. Bu bölümde bir çok yazılı stel bulunmuştur.
Tapınak tonoz üzerinde olup, bir çok mimari parçası bulunmuştur. İlk basit tapınaklardandır. Doğu- batı yönündedir. Arka alınlıkta kalkan motifi vardır. Öndeki alınlığa ait iki parça bulunmuştur. Önde krepise ait iki sıra merdiven vardır. Tonoz altına önden girilmekte olup, kapı ve arşitravları mevcuttur. Bu giriş bölümünde Apollon’ un men tipi kabartması bulunmuştur. Ayrıca bu bölümde Zeus veya Dianysos’ a ait heykel başı bulunmuştur. Tonoz altı ve çevresinde bulunan adak stel’i ve küçük adak heykelcikleri parçalarından buranın Tapınağın değerli eşyalarının konulduğu bölüm olduğu anlaşılmaktadır.
Mimarideki işçilik çok iyidir. Özellikle meandır motifli frizler çok ilgi çekicidir. Bulunan bir bronz sikke Menderes ve Dionysopolis Kentine aittir. Bir çok parça kırılmış ve yok olmuştur.
Son iki yıldır, Valiliğimizce yürütülen çalışmalar sonucunda bulunan bütün parçalar ahşap tonozlar üzerine konulmuştur. Yazıtların tercümeleri ile bölge tarihi açısından çok önemli veriler elde edilecektir.
Bahadınlar Köyü ile Tapınak arasındaki yaklaşık 4 km.’ lik yolun malzemeli bakımı yapılarak stabilize hale getirilmesi, yakından geçmekte olan elektrik ve su hatlarından tepeye elektrik ve su getirilerek bölgenin turizme kazandırılması amaçlanmaktadır.

KAYIPAZARI CAMİİ MİNARESİ

Denizli İli,Çal İlçesi,Şapçılar Köyü,Pazaraltı Mevkiinde Minarenin,mülkiyeti Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne ait olup, tapunun 174. parselinde yer almaktadır.Kayı pazarı camii minaresi korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı olmasından dolayı ,İzmir II Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun 05.11.1997 tarih ve 7178 sayılı kararı ile tescil edilmiştir. Çal-Bekilli karayolunun 6. km sinde ,Şapçılar Köyü yol ayrımındaki Kayı pazarı camiine ait olan minare temelde kare planlı ,silindirik gövdeye kadar moloz taş örgülü, silindirik gövde ise tuğladan inşa edilmiştir.Şerefeye geçiş ise kirpi saçak örgü sistemiyle sağlanmıştır.Tuğla örgülü petek kısmının üzerindeki külahı mevcut değildir. Minarenin gövdesinde ,kaide üzerindeki bileziğin bulunduğu yerde enine büyük bir çatlak sonucu gövdenin aksından kayması nedeniyle ,2005 yılında Denizli Valiliğince tuğla örgülü gövde,pabuç kısmına kadar söküldükten sonra aslına uygun olarak yeniden inşa edilmiştir

İzmir II Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu ‘ nun 08.09.2004 tarih ve 91 sayılı kararı gereğince caminin temellerinin bulunarak planının çıkarılması için ; Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü’nün verdiği Kazı Ruhsatları gereği 2004 ve 2005 yıllarında Denizli Müze Müdürlüğü Uzmanlarından, Sanat Tarihçi Şaban KÖK ve Arkeolog Nesrin KARABAY tarafından yapılan sondaj kazılarında , camii temellerine rastlanılmamıştır.Ancak burada çıkan kazı buluntularından caminin çatısının alaturka kiremitle örtülü olduğu anlaşılmıştır.
Caminin ve Pazar yapılarının Cumhuriyetin ilk yıllarında ; Kuva-i Milliye Reisi ve Çal Belediye Başkanı olan Necip Ağa tarafından,pazarın Çal İlçe Merkezine taşınması amacıyla yıktırıldığı bilinmektedir.Caminin hemen altından geçen Çal-Bekilli yolunun 1932 yıllarındaki yapılan taş döşemesinde buradaki caminin ve diğer yapılara ait taşların kullanılması ,ayrıca arazilerin tarım amacıyla ziraat edilmesinden dolayı temizlendiğinden yüzeyde kalıntılara rastlamak mümkün olmamıştır.


Çal yöresi 14.yy.da Germiyan oğullarının hükümranlık sahası içinde kaldığından bu yüzyılda Kayı pazarı Kayı Türkmenlerince kurulmuş olmalıdır.Ancak bu pazarın kesin olarak ne zaman kurulduğu tespit edilememiştir.1530 tarihli Muhasebe-i Vilayeti Anadolu defterine göre Şehlu(ışıklı)nahiyesine bağlı Kayı adlı iki , Kayıcık adlı bir yerleşimin bulunduğu kayıtlarda geçmektedir.Bundan dolayı pazarın adı da Kayı Türkmenleriyle ilişkilidir.Ayrıca 16.yy.da Kütahya Livası sancak sınırları içinde önemli ölçüde Pazar sayısı arttığı Osmanlı kayıtlarında geçmektedir.Kayı Pazarı Kitabesi bulunmayan Pazar camisi de, yörede bulunan moloz ,taş ve minaresinde tuğla kullanılarak pazarcıların ihtiyacını karşılamak amacıyla sonraki dönemlerde pazarcılardan toplanan bac-ı pazar vergisiyle yapılmış olmalıdır.


Ancak Pazar yapıları Lale devrinde , Vezir Nevşehirli Damat İbrahim Paşanın damadı; Akdeniz kaptanı Mehmet Bey oğlu Kaymakam Mustafa Paşanın Vakfına 1720 yılında vakfedildiği vakıf belgelerinde kayıtlıdır. Yöre halkından edinilen bilgilere göre ; pazarda camiden başka , yerli Rumların işlettiği bir han, fırın, kahvehane, ve dükkanların bulunduğu, yöredeki yerli ve göçer Türkmenlerin Kayı Pazarında ihtiyacını karşıladığı,Konya, Afyonkarahisar ve İzmir tarafından gelen kervanların özellikle kuru üzüm ticaretiyle uğraştıkları, bunun dışında tahıl ve peynir ticareti yaptıkları anlatılmaktadır.


Deve kervanlarının önceleri Cuma günü gelerek Pazar gününe kadar burada kaldıkları, Pazar günü öğleden sonra yükünü sararak yola çıktıkları yöre insanları tarafından anlatılmaktadır. Pazarın güney tarafında bulunan Şapçılar köylüleri kervandaki hayvanların ot ihtiyacını karşılayarak geçimlerini sürdürdükleri, bugün Bozkurt ilçesine bağlı olan Avdan köylüleri ise ardıç ağacından imal ettikleri kömürleri Kayı pazarındaki demircilere satarak ticaret yaptıkları, bunun dışında Avdanlıların imal ettikleri ağaç senek, bardak, v.b. ev ve ziraat aletlerini Kayı pazarında sattıkları bilinmektedir.Ayrıca pazarlar nalbant, eğerci, semerci, demirci ve fırıncı ustalarının ustalıklarını gösterdiği ve mallarını sergilediği alanlardır.


Bundan da anlaşılıyor ki konar-göçer ve yerleşik hayata geçmiş Kayı Türkmenlerinin bu yörede yaygın olması Kayı Pazarının adının verilmesinde etkili olmuştur. 15.yy.dan itibaren Anadolu’da yaygınlaşmaya başlayan yöresel pazarlarda ,yerli ve göçer halkın ihtiyaçlarının karşılandığı tuz,zeytinyağı,sabun,kumaşlar,ayakkabılar,at koşum takımları eğerler v.b. eşyanın satıldığı, bunun yanında köylüler ellerinde bulunan fazla tarım ürünlerini, hayvan derilerini, et ve süt ürünleri gibi gıda maddelerini pazarlıyorlardı.Ayrıca tımar sahiplerinin ve hazinenin vergi olarak halktan topladıkları mal ve tarım ürünlerini, paraya dönüştürdükleri ticari merkezlerdi.Osmanlı döneminde pazarlardan elde edilen bac-ı pazar denilen satış vergisi Pazar yerinde muktesip denilen ve Pazarda asayişi sağlayan bir kişi tarafından toplanırdı.Bu kişiler bazen görevlerini iltizam olarak üstlenirler ve belli vergilerin toplanmasını sağlarlardı.Bundan başka resm-i keyl denilen Pazar vergisine de rastlanılmıştır.Osmanlı Beyliğinin gelişmesinde Pazar vergilerinin büyük etkisi olduğunu Beylikler Dönemi Osmanlı tarihçisi Aşık Paşa belirtmektedir.Bu pazarlardan yerleşim yeri içinde olanlarından çoğu günümüz de de varlığını sürdürmesine rağmen yerleşim alanlarından uzak olan, açık Türkmen pazarları 20.yy. ortalarından itibaren canlılığını kaybederek ortadan kalkmıştır.Bunun sebebi ise yaşama kültürünün farklılaşarak üretim-tüketim biçiminin değişmesiyle ilişkilidir.20.yy ortalarından itibaren gelişen teknolojinin sonucu insanlar yerleşim yerlerinden uzak pazarlara değil, pazarlar insanların ayağına gelmiştir.Bu nedenle özellikle şehirlerde semt pazarları oluşmuştur.
Çal Gazi İlkokulu : 1924 yılında yapımına başlanılan okul 1928 yılında tamamlanarak eğitim – öğretime açılmıştır . Projesini Mimar Kemalettin Bey’in çizdiği okul Neoklasik tarzda yapılmıştır . Ahşap ve kagir bir yapı olan okulda sekiz derslik ile üç idare odası bulunmaktadır . Bina 1999 yılında , Gazi İlköğretim Okulunun başka bir yere taşınmasından sonra , Öğretmenevi ve Halk Eğitim Merkezi olarak kullanılmaya başlanmıştır .

SAKIZCILAR (AĞLAYAN KAYA) ŞELALESİ


İlçemiz Sakızcılar Köyü' nde yer alan Şelale essiz bir tabi güzellik sergilemektedir. Suların kayalar üzerinden yere düşmesi nedeniyle Ağlayan Kaya olarak da bilinen Şelale 30 m. yükseklikten dökülmektedir. Doğal güzelliğinin yanında "Hocanın Yeri" olarak bilinen alabalık tesisi de çok sevilen gözde bir piknik yeridir. Şelalenin İlçe merkezine uzaklığı 22 km. dir

SAZAK TÜMÜLÜSÜ


Sazak Köyü sınırları içindedir . Küçük bir tepe görünümündedir . Tümülüs mezarlar Frig çağından itibaren kullanılan mezar tipleridir . Bu nedenle bu tümülüsün kesin olarak tarihlendirilmesi bölgede yapılacak bilimsel bir kazı ile mümkün olacaktır .
MAHMUTGAZİ TÜRBESİ

Selçuklu Komutanlarından Hüsamettin Bey’in yardımcılarından biri olan Mahmut Gazi ; bir uç beyi olarak bölgede savaşmış ve ölümüne kadar bu sınır boyunda yaşamıştır . Mahmut Gazi Türbesi , adını verdiği Mahmutgazi Köyü içindedir . Türbe kare planlıdır . Bu mekanın üzerini örten kubbeye geçiş pandandiflerle sağlanmış olup , duvarları oldukça kalın moloztaş tuğla ve devşirme malzeme kullanılarak yapılmıştır . Yapının içinde doğu-batı doğrultusunda büyük bir sanduka bulunmaktadır . Giriş kapısının güneyinde ,kuzey ve batı duvarındaki pencerelerle yapı aydınlatılmıştır . Kitabesi bulunmayan türbenin 14. veya 15.yüzyıllarda yapıldığı tahmin edilmektedir .

HANÇALAR KÖPRÜSÜ

Hançalar Kasabası yakınlarında , Büyük Menderes Nehri üzerinde bulunan köprü ; Çal – Bekilli yol güzergahında bulunmaktadır . Köprü, Osmanlılar döneminde Çal yakınlarında kurulan Kayı Pazarı’na giden yol güzergahında bulunmasından ve ticari amaçlı kervanların geçiş yapmasından dolayı tarih içinde büyük önem taşımıştır . Hançalar Köprüsü üç kemerli olup , orta kemer yan kemerlerden yüksek ve geniş tutulmuştur . Bu haliyle Roma dönemi köprülerinin özelliğini taşımaktadır . Köprünün ne zaman yapıldığı bilinmemektedir . Ancak 1886 ve 1934 yıllarında tamir edildiği köprüde yer alan kitabelerden anlaşılmaktadır .
DAYILAR KÖPRÜSÜ:
Dayılar Köyünün 2 km. kuzeyinde Büyük Menderes Nehri üzerinde bulunmaktadır . Köprü Roma döneminde ; Apamea , Eumenia , Peltea , Lounda, Mossyna , Hierapolis ve Laodikya ticaret yolları üzerinde geçişi sağlayan köprülerden birisi olarak kullanılmıştır . Bu özelliğinden dolayı çok sık tamir görmüştür. Köprünün uzunluğu 55.5 metre , genişliği ise 3.40 metredir .
BAYIRALAN KÖPRÜSÜ

Bayıralan Köyü girişinde tek kemerli bir köprüdür . Roma döneminden kaldığı tahmin edilmektedir . Köprü ; Baklan (Lakarion) ovasından Çürüksu vadisine geçişi sağlayan yol güzergahındadır .
DEĞİRMENDERE ALABALIK

İlçemiz Menderes vadisi ilginç güzellikler sunmaktadır. Büyük Menderes'in Değirmenderesi Mevkii'nde "Hacı Isa Un Değirmeni" olarak bilinen ve 10 yıl öncesine kadar su değirmeni olarak çalıştırılan yerde değirmen kaldırılarak çok iyi bir düzenleme ile piknik-mesire yeri haline getirilmiş ve bir isletme açılmıştır. Alabalık ve tandırın tadına varmak isteyenler için ideal bir yerdir.
BAYIRALAN KAYA MEZARLARI


Bayıralan Köyü bitişiğindeki kayalara oyulmuş mezarlardan oluşmaktadır . Mezarlar antik dönemlerde açılmıştır . Kaya mezarların yapımı Frigler dönemine kadar gitmesine rağmen Helenistik ve Roma dönemlerinde de kullanılmıştır .

Hiç yorum yok: